20 martta Amerika’da sıkı bir film gösterime giriyor. Geçen sene Sundance Film Festivali’nde gösterildiğinde olumlu eleştiriler alan yapım, Magnolia Pictures’ın dağıtımı üstlenmesiyle vizyon şansını yakaladı. Hakkında edindiğimiz tüm bilgilerin merak uyandırdığı bu yapım The Great Buck Howard. Her ne kadar görseller çok şey anlatsa da, biz sakin başlayalım. Bir kere dağıtımcı firma Magnolia Pictures. Bu aslında tek başına iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu kanıtlayan bir kriter. Filmin senaryosu ve yönetimi bir Tom Hanks keşfi olan Sean McGinly‘a ait -ki ileride daha pek çok filmde adını göreceğiz. Başrollerde John Malkovich, Colin Hanks, Emily Blunt gibi isimlerin yanında Tom Hanks‘i de seyredeceğimiz projenin yapım şirketi Playtone; Tom Hanks’in şirketi.
Filmin konusuna geçmeden önce belirtelim. Baştan başa özgün, yaratıcı bir film olarak bahsedilmiyor The Great Buck Howard’dan. Fakat özgün trüklerle türünün iyi bir örneği olduğundan bahsediliyor. Gelelim filmin keyifli konusuna. Colin Hanks’in canlandırdığı Troy Gable karakteri hukuk okuyan bir öğrenci fakat tekdüze giden hayatından ve hukuktan bunalmış. Yerel bir gazetede gördüğü iş ilanına başvurmasıyla olaylar gelişir. Şöyle ki, ilanı veren kişi, Buck Howard, bir mentalisttir. Mentalist kelimesinin ne türkçe karşılığı, ne de henüz televizyon kültürümüzde karşılığı muadili var. Şarlatanlıkla medyumluk arasında büyük şovlar yapan kişilere deniyor. Neyse. Troy Gable ile Buck Howard’ın tanışması küçük bir restoranda gerçekleşiyor ve tabii işi, kişisel asistanlığı kabul ediyor Gable. İşvereninin numaralarına inanmasa da, sıkıcı hayatından sıyrılmak için bir fırsat olarak görüyor bu işi: sönmekte olan bir kariyeri yeniden parlatmak!
[dailymotion k7xxD5qVBZwJgbVd8A]
Filmin senaryosu ve yönetimini gerçekleştiren Sean McGinly, bahsedeceğimiz Brothers (2006) ve Two Days (2003) filmlerinden önce de hem senarist hem yönetmen olarak bazı projelerde yer almış. Fakat Tom Hanks’in ve camianın kendisini keşfetmesi az önce değindiğimiz iki filmle olmuş. 2003te çektiği Two Days’de loser bir aktörün (Paul Rudd) intihar etmeden önce, iki günü filme almasını anlatmış. Brothers ise bir belgesel. Yönetmen 11 Eylül saldırılarında kaybettiği kardeşine atfen gerçekleştirdiği bu projede 25 farklı aileden, erkek kardeşini kaybetmiş 31 erkekle yaptığı röportajları bir araya getirmiş. Sonrasında zaten Hanks kendisini çekmiş bir kenara ve bir sonraki projesinde yanında yer almak istediğini belirtmiş. Oğlu Colin Hanks başrolü bu yüzden mi aldı bilinmez fakat filmde de baba karakterini kendisi canlandırmış.
Gelelim filmin hikayesinin nereden çıktığına. Senarist-yönetmen Sean McGinly hayatının bir döneminde filmde olduğu gibi bir mentalistin asistanlığını yapmış. Buck Howard’a esin kaynağı oluşturan mentalist The Amazing Kreskin namıyla bilinen George Joseph Kresge’miş. 70lerde amerikan televizyonlarında hatrı sayılır bir şöhrete kavuşmuş Kreskin’in bizim yönetmen Sean McGinly’yle yollarının kesişmesi bu şöhret yıllarından çok sonra gerçekleşmiş. Kreskin’in iddialarına bakılacak olursa kendisi sadece aşırı dikkatli biriymiş. Doğaüstü güçler, medyumluk, zihin-okuma gibi numaraları olmadığı iddia etmesi ise son yıllarda peydah olmuştur muhakkak.
[dailymotion k7xdVNgXOVK3q5ZgoO]
Filmin bu enteresan yaratıcısı Sean McGinly ile yakın zamanda yapacağımız röportajda tüm bu hikayeleri birinci ağızdan öğrenme şansımız olacaktır. Şimdilik bu kadar. Umarız bu filmi Türkiye’de seyretme şansına erişiriz.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.