Tom Waits Filmleri: Sahnede ve Perdede Resital

Tom Waits Filmleri diye kısa bir araştırma yaptığınızda günümüzün en iyi yönetmenleri, tarihe geçen yapımlar, usta oyuncular ve birbirinden mükemmel performanslarla karşılaşıyorsunuz. Müzik dünyasında kendi şahsına münhasır tarzıyla dikkat çeken Waits, “filmime her şeyiyle farklı bir karakter koymalıyım” diyen yönetmenlerin imdat çekici gibi… Sahnede göründüğü anda dikkatleri üzerinde toplayan, genelde öyküye doğaüstü bir tat katan ve oynadığı her filmin değerini yükselten Waits’in uzun uzun yer aldığı veya bir sahnede görünüp kaybolduğu filmleri derledik.

Paradise Alley

1940’ların New York’unda üç italyan asıllı gencin yaşadıklarını anlatan filmde başrol Sylvester Stallone’undu. Tom Waits filmde hem şarkılarını söyledi, hem de tiklerini engelleyemeyen Mumbles karakterini mükemmel canlandırarak sinemaya giriş yaptı. Genelde şarkıcılar sinemaya giriş yaptıklarında eğreti dururlar. İlk filminde Waits’in bir müzisyen olduğunu bilmeseniz, söylediği şarkıyı da duymadığınız sürece, aklınıza ilk gelen “İyi bir oyuncuymuş” olur.

Rumble Fish

Waits, Francis Ford Coppola’nın The Outsiders’ında çok küçük bir rolde oynadıktan sonra ustanın bir sonraki kült filmi Rumble Fish’te Benny karakterini canlandırdı. Bilge barmen Benny, büyük bir olasılıkla Coppola’nın en baştan Tom Waits’i düşünüp yazdığı bir roldü. Bu filmden hemen sonraki gangster draması The Cotton Club’ta da Irving Stark karakterini başarıyla canlandırdı ancak film beklenen başarıyı elde edemedi. Coppola, hemen hemen her filminde oyuncu kadrosuna ilk olarak Tom Wats’i yazmaya başlamıştı.

Down By Law

Coppola filmlerinde ilginç karakterleri başarıyla canlandırması, filmlerindeki bütün karakterler zaten farklı ve ilginç olan Jim Jarmusch’un dikkatini çekti. İyi iki dost olan Jarmusch ve Waits’in sinematik düetleri Down By Law ile başladı. Filmde John Lurie ve Roberto Benigni ile birlikte aynı hücreye düşen Zack’i canlandıran Waits, müziklerine yaptığı olağanüstü katkıyla da filmin bir başyapıt haline gelmesini sağlayan önemli parçalardan biri oldu.

Ironweed

Hector Babenco’nun Jack Nicholson, Meryl Streep ve Carroll Baker’lı filmi, evsiz bir adamın kasabasına geri dönüşünü anlatıyor. Tom Waits filmde Nicholson’ın karakterinin, sokaklarda beraber takıldığı, kanser olduğunu öğrenen ve 6 ay ömrü kalan arkadaşı Rudy’yi mükemmel oynadı. Bu filmin ardından Jim Jarmusch’un Mystery Train’ine bu sefer sesiyle katkıda bulundu. İkinci sınıf bir yol-seri katil filmi Cold Feet, ender başarısız performanslarından biriydi

Bearskin: An Urban Fairytale

Az bilinen ama izleyen herkesin akıllarında kalacak güzellikte Ann Guedes, Eduardo Guedes ortak yönetmenliğindeki Bearskin’de farklı oyunculuk yeteneklerini sergiledi. Damon Lowry ve Charlotte Coleman ile birlikte çocuklara gösteri yapan bir üçlüyü oynayan Waits, basit çocuk oyunlarında bile ne kadar iyi bir aktör olduğunu gösterdi.

Queens Logic

Her türden insanın bir araya geldiği New York’un kozmopolit bölgesi Queens’te geçen kalabalık kadrolu bir dostluk öyküsünü izlediğimiz filmde Tom Waits arkadaş grubunun kanundışı bölümünü üstlendi. Kevin Bacon, Linda Fiorentino, John Malkovich gibi oyuncuların yer aldığı filmi Steve Rash yönetti.

Fisher King

Terry Gilliam klasiğinde bir sahnede Jeff Bridges ve Robin Williams’a eşlik eden Tom Waits, oturduğu yerden filme damgasını vurdu. Wim Wenders’ın Until The End Of The World’ü ve Hector Babenco’nun At Play Fields of the World’ünde kısa rollerde karşımıza çıktı.

Bram Stoker’s Dracula

Tom Waits, Francis Ford Coppola’nın Dracula’sında da eksantrik bir karakter lazım olunca ilk akla gelen isim oldu. Mr.Renfright’ı canlandıran Waits, vampirlerin arasında bile farklı ve uçuk görünmeyi başardı.

Short Cuts

Robert Altman çok sayıda yıldızla çalıştığı 3 saatlik filmde Tom Waits ve Lily Tomlin’in aşkına özel bir yer ayırdı. İki oyuncu da mükemmel performanslarıyla bu güveni boşa çıkarmadı. Altman, belki de tüm filmografisinde en sıcak öykülerden birini Doreen ve Earl Piggot’a yazmış diyebiliriz.

Domino

Aksiyon klasigi Domino’da az ama öz görünen Tom Waits, filmin en iyi sahnelerinden birine de imza attı.

Coffee and Cigarettes

Jim Jarmusch’un “Arkadaşlarımı masaya oturtup kahve sigara eşliğinde muhabbet ettireyim” temalı filmi Coffee and Cigarettes, usta yönetmenin dostları dünyanın en serin ve derin isimleri olunca bir şahesere dönüştü. Tom Waits ve Iggy Pop’u aynı masada görmek, hiçbir şey yapmayıp tavana baksalar bile ilginç olurdu.

Wristcutters: A Love Story

İntihar edenlerin dünya ile öteki dünya arasında bir yerde kaldıkları, herşeyin yarım, eski ve depresif olduğu bir dünyaya Tom Waits koyulmasa zaten eksik hissederdik. Filmde en beklenilmeyecek yerlerde garip mucizeler yaratan Kneller karakteri, Waits’in en iyi rollerinden biri olabilir.

The Imaginarium of Doctor Parnassus

Terry Gilliam’ın her yönüyle farklı filminde Şeytanı oynayan Waits, Heath Ledger’la son filmlerinden birinde birlikte oynama şansı yakaladı. Gilliam’ın ve Waits’in birlikte ortaya çıkardığı şeytan yorumu her yönüyle izlenmeye değer…

Seven Psychopaths

Martin McDonagh’ın Colin Farrell, Woody Harrelson ve Sam Rockwell’in oyunculuk gösterisi yaptıkları, senaryosuyla hiçbir şeye benzemeyen filminde altıncı psikopat olarak arz-ı endam eden Tom Waits, Maggie ve Zachariah’ın öyküsünü anlatıyor. Psikopatların belki de en psikopatı Maggie’nin içinde seri katillere karşı dinmeyen nefretini izlediğimiz bölüm türün zirve noktalarından biri olarak görülebilir.

The Ballad of Buster Scruggs

Coen Biraderler Tom Waits’in oyunculuk yeteneğini geç keşfeden yönetmenler olabilir. Ama en iyi kullananlar arasına ilk sıralardan girmişler. Kendine ayrılan bölümün yüzde 90’ını tek başına oynayan ve taşıyan Waits’in iyi bir şarkıcı ve oyuncu olduğunu unutuyor, onunla beraber Vahşi Batı’da altın arıyorsunuz. Waits’in abartılı bir oyunculuğu olduğunu söyleyebilirsiniz ama özellikle bu karaktere mükemmel oturduğunu söylememiz lazım.

https://www.youtube.com/watch?v=WUUytUkMGO0

Yorumlar

Bir cevap yazın