Vatanım Sensin: Aynı Formattan Kurtulamayan Vatan!


Türkiye’de dizi sektörü ve sinema uzun süredir zamanın ruhuna uygun düzeyde seyrediyor. “İzleyici bunu satın alıyor” mazeretiyle her alanda yenilikten ve evrensel standartlarda eserler ortaya koymaktan kaçınan TV ve sinema dünyası, sınırları belirli bir formatta sıkışıp kalmış durumda. Vatanım Sensin de ilk bölümüyle etkileyici kadrosuna rağmen pek bir soluk getirmeyeceğini belli etti.

vatanim-sensin3

Senaryo: Ülkemizde ilkokul ve ortaokuldaki milli tarih dersleriyle şekillenen tarih bilincini bir diziyle değiştirmek mümkün değil tabi ki. Ancak Meral Okay’ın Muhteşem Yüzyıl’da yüzde yüz başarılı olmasa bile bu konudaki bazı tabuların üstüne gittiğini, tarihi karakterleri insani yönleriyle göstermeye çalıştığını, senaryosunu hamaset sosuna bulamadığını görmüştük. Vatanım Sensin, tarihi senaryo yazımı konusunda fethedilen kalelerin geri verildiği bir yapım olmuş. Ülkede kutuplaşan tarafların tarihi hiçbir senaryoyu beğenmeyeceği aşikar, Vatanım Sensin için de farklı bir durum oluşmadı sosyal medya yankılarına baktığımızda. “Nasıl olsa her türlü tepki alacağım” diyerek biraz daha cesur, biraz daha insan odaklı davranılabilirdi. Tarihi dizilerimizde, o dönemin alışkanlıklarıyla, kültürüyle, günlük yaşam alışkanlıklarıyla, zorluklarıyla bağ kuramıyoruz. Günümüzde çok tutan hikaye formatını aynı şekilde başka bir döneme uyarlayarak tarihi senaryo yazdığımızı sanıyoruz. Tarihi gerçekliğe uymayan bir çok ayrıntı da yine göze çarpıyor ama alıştık artık. Ama en azından Selanik’in Osmanlı’nın elinden 8 Kasım 1912’de çıktığına bakılır ve o sahneler günlük güneşlik cıvıl cıvıl bir hava yerine yağmurlu bir sonbahar gününde çekilebilirdi.

Karakter Yaratımı: Ülkemiz dizilerinde maalesef mutlak kötüler ve mutlak iyiler var. Gri tonlar, iyi karakterlerin zayıf yönleri, kötü karakterlerin nasıl bu kadar kötü olabildiği anlatılmıyor. Özellikle çocuk karakterlerin maruz kaldığı psikolojik etkiler, ilk kez gördükleri, yaşadıkları karşısında verdikleri tepkiler kısaca geçiliyor. Savaş travmalarının insanlara etkisi, yaşadıkları korkuların alışkanlıklarını nasıl etkilediği anlatılmıyor. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı’nın yerinden ettiği yüzbinlerce mültecinin dramı, hem de yine milyonlarca mülteciyle birlikte yaşadığımız şu zamanlarda en azından empati kurabilmek adına kullanılmamış. Kendiliğinden kahraman, doğuştan hain karakterlerle tiyatro sanatının 500 yıl önce terk ettiği modellere geri dönüyoruz. Hala karakterin ne hissettiğini buğulu gözlerle dururken iç sesinden dinlediğimiz sahneleri görünce umudumuz kırılıyor.

vatanim-sensin-yen-bolum1

Oyunculuk: Başroller Halit Ergenç, Bergüzar Korel ve baş yardımcı roldeki Onur Saylak zaten tek başına oyunculuk düzeyini ülkemiz standartlarının çok üstüne çıkarmaya yetiyor. Özellikle Onur Saylak’ın işini çok ciddiye aldığı ve karakterine derinlik kattığını söyleyebiliriz. Ama dünyadaki örneklere bakıldığında bu kadar uzun süren ve geniş yayın saatlerine sahip dizilerin en az 15 üst düzey oyuncuya sahip olması gerektiği görülüyor. Dizi sektöründeki ekonomik sıkıntı yardımcı oyunculardan, figürasyona kadar oyuncu seçimine yansımış gibi…

Yönetmenlik ve Teknik Ayrıntılar: Dizilerimizde ve filmlerimizde çatışma/katliam sahnelerinin ardından gördüğümüz manzaralar yönetmenlerin işine ne kadar ciddiyetle yaklaştığını da gösteriyor. Simetrik düşen ve birbirlerine değmeden yatan, uyur pozisyonda insanları görünce, kan gölüne dönmesi gereken yerlerin belediye yeni temizlemiş gibi pırıl pırıl olduğunu görünce tüm inandırıcılık kayboluyor. Selanik’ten ayrılırken yaşanan çatışma sahnesinde cam/saksı kırmaktan, kurşunların isabet ettiği duvarlardan toz çıkarmaktan üşenen teknik ekip ve sanat yönetimi dizilerimizdeki “amaaan, nasıl olsa halk seyrediyor” tembelliğine kendini kaptırmış gibi. Yıllar geçerken, mevsimler değişirken, savaşlarda toplar patlarken, hep aynı “yaz ayları ege kasabası” ışığını kullanan, çok iyi becerdikleri kurgu oyunlarına yer vermeyen, kamera yerleşimlerinde hatalar göze çarpan Taylan Kardeşler de biraz sallapati iş yapmış gibiler.

vatanim-sensin4

Son olarak dikkat çekmek istediğimiz bir konu da savaş sahnelerindeki atların durumu… Umarız CGI kullanılmıştır ve bu sahneler için hayvanlar yerden yere çalınmamış, acı çekmemişlerdir.

Toplamda Vatanım Sensin konusunun geçtiği dönem dışında diğer örneklerden farklılaşamayan, son dönem dizilerle aynı hikaye kurgusu, aynı özensiz senaryo yazımı ve karakter yaratımıyla benzerleri arasında yerini alan bir dizi olarak macerasına başladı. Yapımcılar “İzleyici böyle istiyor, halk bunu istiyor” diyerek kendisini savunacaktır ama bu halkın nelere eyvallah dediği düşünülünce bu pek güçlü bir argüman değil.


Leave a Reply