Bu film artık iyi ya da kötü diye değerlendirilecek çizginin ötesine geçti. Whiplash’i bir aya yakın sürede 80.391 kişi sinema salonlarında izledi. Bağımsız sinema, Türkiye’de bir zafer kazandı. Ve bu zafere ortak olma şansınız hâlâ var. Tek yapmanız gereken, bir bilet alıp 107 dakika boyunca “orada olmak”…
Whiplash önümüzdeki hafta bu saatlerde 6 haneli seyirci sayısına zaten ulaşmış olacak. Üstelik bunu, yerli filmlerin ve stüdyo filmlerinin üçer dörder salonu kapattığı kış döneminin göbeğinde yaptı. Yaz aylarında yapmış olsaydı bu başarının değeri azalırdı demiyorum. “İyi film bir şekilde kendi yolunu bulur” da demiyorum. Bulamıyor maalesef. Yıllardır en az Whiplash kadar sağlam pek çok bağımsız yapım Türkiye sinemalarında sessiz sedasız harcandı. İkinci hafta sabah 11 seansına “sürülüp” birkaç gün sonra da tozlu raflara kaldırılarak “araya kaynatıldı”.
Ama şimdi bunun için sızlanma vakti değil. Bu saatten sonra filmi uzun uzun anlatmak, bir tür “leitmotiv” olmaktan öteye gitmez. Beğenen, beğenmeyen, beğense de daha havalı durduğu için “biz ne filmler gördük, abartmayın” diyen yazılar yayımlandı. Onlara göz atabilirsiniz.
Whiplash’in müzikal anlamda zayıf kaldığını düşünüyor/duymuş da olabilirsiniz. Özünde “bir konservatuar bebesiyle gazlama uzmanı hocasının şımarıkça bir çekişmesi” olduğunu söyleyenler vardır belki etrafınızda. “Aynı ben, gençliğimi hatırladım” diyen köşe yazarları hatırına da izlemeyin Whiplash’i; J.K. Simmons’la ve müthiş kurgusuyla ödüle/adaylığa boğulduğu için de…
Fakat bu rekora ortak olmaya değeceğini düşündüğüm bazı sebepler var: Örneğin, sinemalarda sadece “full çeken” filmlerin oynamasından değil çeşitlilikten yanaysanız… Merakla beklediğiniz filmin sevdiğiniz sinemada, evinize yakın avm’de gösterilmesini istiyorsanız… Onlarca filme tek erişim noktamız olan film festivallerinin tuhaf baskılar, (oto)sansürler altında ezilmemesini (en azından bunun birkaç yıl ötelenmesini) istiyorsanız… Hatta sadece gıcıklığına, bu “Show Me the Money” odaklı vizyon temayüllerinin tekerine çomak sokmak için…
Whiplash şu an “Bombacı” Gerd Müller’in gol rekorunu kırmış Leo Messi kadar rahat! Ama rekoru burada bırakması, bununla yetinmesi için de hiçbir neden yok. Dördüncü hafta sonunda salona çektiği sinemasever sayısı, açılış hafta sonu rakamından fazlaydı. Türkiye sinema sektöründe bu, çok güçlü ve maçın mutlak favorisi rakibin sahasında, henüz 15. dakikada 3-0’ı bulmak anlamına geliyor. Küçük bir şok yaşanıyor. Ev sahibi tribünlerden çıt çıkmıyor. Daha 30’unda bir yönetmen, J.K. Simmons’ı ve Miles Teller’ı yanına almış, “Faşşolig” mevzusundan dolayı tribüne girememiş bir grup deplasman taraftarına stadın hemen dışında tezahürat yaptırıyor: Bıraktık İşi Gücü, Saldır Ankaragücü!
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.