Yasujiro Ozu ve Kogo Noda: Dostluk, Alkol ve Başyapıtlar


Dünya sinemasının en büyük yönetmeni ve senaristi, Yasujiro Ozu ve Kogo Noda, birlikte yarattıkları filmlerin yanısıra çok iyi iki dosttu. Ozu, 1949’da Late Spring’den, son filmi 1962’deki An Autumn Afternoon’a kadar Noda ile birlikte çalıştı. Çektiği filmlerin yarısından fazlasında Noda imzası vardı. Donald Richie, Ozu hakkında yazdığı kitapta ikisinin dostluğunu, çalışma düzenini şu satırlarla aktardı:

“Çalışma sistemleri hep aynıydı. Bir yerlere gidip, akıllarına birşeyler gelene kadar kafa çekmek. Noda daha sonra birlikte içtikleri ve aslında çalıştıkları mekanları hatırladı: “Nishi-Ginza’da Fledermaus isimli bir barda çalışıyorduk. Ya da Yugawara’da Nakanishi isimli bir barımız vardı. Mesela Late Spring, Chigasaki’de kendimizi kilitlediğimiz bir otelde çıktı. Daha sonra bunun böyle sürmeyeceğini anlayan Ozu, Tateshina’da bir dağevi aldı. Early Spring’den itibaren tüm filmlerimizi o evde yazdık.”

“Bir senaryo genelde 3 veya 4 ay sürüyordu. Tabi bu başka bir eseri uyarlamıyorsak, hikayeyi en baştan ikimiz yazıyorsak böyleydi. Tokyo Story’nin de yazımı bu kadar sürdü. Geleneksel döşenmiş, doğu ve güneye bakan, önünde göz alıcı bir bahçesi olan odalardaydık. Bahçede filizler ortaya çıktı, çiçekler açtı, meyveler olgunlaştı ama bir türlü senaryoyu bitiremiyorduk. Yürüyüşe çıkıp, alışveriş yapmak dünyayla ender bağlantı kurduğumuz anlardı. Ozu, et alıp kendine hamburger yapardı. Çok da içiyorduk. Bahçede Sake şişeleri yığılmıştı. Ozu hepsinin üzerine numaralar yazıyordu. “30’a geldik ve hala senaryo bitmedi” diye şaka yapıyordu.”

Yasujiro Ozu ise süreci şu sözlerle özetliyordu: “Bir yönetmen ve senarist birlikte çalışıyorlarsa ortak bazı alışkanlıkları olmalı. Yoksa iyi anlaşamazlar. Noda ile benim alışkanlığımız gecenin geç saatlerine kadar uyumayıp, içmek veya benzer şeylerdi. Birlikte yaptıklarımıza bakınca bunun hayatımda en önemli şeylerden biri olduğunu görebiliyorum.”

Ozu’nun Tokyo Story’nin senaryosunun bitişinin ardından günlüğüne yazdıkları süreci ve içtiklerini kısaca özetliyordu: “Bitti. 103 gün, 43 şişe sake” Ozu, tüm meslektaşlarından daha fazla içen bir yönetmen olmasının yanında, sanatsal üretimini de alkole bağlayan bir insandı… Genelde günlüğüne hava durumu ile ilgili şiirler ve o gün ne kadar alkol aldıklarını not ediyordu. Genelde scotch içiyor, sake seviyor arada da ucuz Japon içkilerini de ihmal etmiyordu. 7 Temmuz 1959’da günlüğüne “İçtiğin bardak sayısı azsa, filmin başyapıt olma ihtimali düşüyor. Floating Weeds’in başyapıt olarak anılmasına şaşmamalı, mutfağı boş şişeyle doldurmuştuk”


Leave a Reply